Türkiye’deki Başarısız 2016 Darbesinin Ardından Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) Kararı

15 Temmuz 2016’da Türkiye’de, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve devlet kurumlarına yönelik başarısız bir darbe gerçekleşti. Demokratik yönetimin ortadan kalkması, insan haklarına yönelik tehdit ve laiklik, darbenin gerekçeleri arasındaydı. Darbe girişimi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kendilerine ‘Yurtta Sulh Şurası’ adını veren küçük bir bölümü tarafından gerçekleştirildi. Türk hükümeti, darbecileri hükümet tarafından terör örgütü olarak kabul edilen Gülen hareketiyle ilişkilendirdi. Bir Türk İslam âlimi, vaiz ve bir zamanların kanaat önderi olan Fethullah Gülen, kendi isteğiyle gittiği sürgün yeri olan Pensilvanya’da yaşamakta ve Gülen hareketine öncülük etmektedir. Gülen, darbe ile bağlantısı olduğu iddialarını reddetmesine rağmen, darbe teşebbüsünün ardından -Gülen hareketiyle iltisaklı olduğu düşünülen kişilere yönelik- toplu tutuklamalar olmuştur.

 

“Yüksel Direnişçileri” olarak bilinen bir grup Devlet Çalışanı, Türk Hükümeti’nden işlerini geri vermesini istiyor.                        from: https://gercekhaberajansi.org/fotograflarla-yuksel-direnisi/

En az 20 bin Türk vatandaşı, Gülen hareketiyle bağlantılı oldukları iddiasıyla gözaltına alındı. Türk yetkililer, Gülen’in ülkesine geri gönderilmesini istedi; ancak ABD Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı, Türk meslektaşları tarafından sunulan kanıtları tutarlı ve inandırıcı bulmadı. Tutuklular arasında eğitim sektöründen 5.000 kişi ve lisansları iptal edilen 21.000 öğretmen yer aldı ve bu kişilerin gelecekteki tekrar öğretmenlik yapmalarını kısıtlamak amacıyla ulusal güvenlik numaraları Türkiye veri tabanına eklendi. Ancak 20.000 vatandaşın Gülen’e bağlılığını gösteren kanıtlar zayıftı. Dahası, darbenin “tiyatro” olduğu teorileri ileri sürüldü. Darbenin ilk haftasından sonra binlerce kamu görevlisi ve asker tasfiye edildi. Bununla birlikte, “iddia edilen darbecilerin listesi o kadar genişti ki, darbeden sonraki saatlerde bunları bir araya getirmek imkânsızdı”. Darbeden haftalar, aylar önce vefat etmiş kişiler bile bu listelerde yer aldı.[1] Soruşturmanın kalitesine ve dürüstlüğüne dair şüpheler arttı. Amerika Birleşik Devletleri, Alman istihbaratı ve İngiliz Hükümeti, Türk Hükümetinin resmi söylemlerine şüpheyle yaklaşmaktadırlar.

 

Yaklaşık 4.000’i öğretmen olmak üzere 135.000’den fazla kamu görevlisi, temmuz ayındaki başarısız darbe girişiminden sonra, Türk Hükümeti’nin baskıya başvurmasıyla görevlerinden alınmış veya açığa alınmıştır. Bu insanların hiçbir gelir kaynağının olmaması ve silahlı terör örgütüne dahil olmakla itham edilmeleri, bu kişilerin hem maddi kayıplara uğramalarına hem de toplum tarafından dışlanmalarına sebebiyet vermiştir. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), bu kişilerin yargı denetimi olmaksızın, uygun soruşturma yapılmadan ve ILO Sözleşmeleri ile güvence altına alınan ‘masumiyet karinesi ve haklar ilkesi ‘ne aykırı olarak tutuklanmalarının gerçekleştirildiğini öne sürerek kınadı.[2]

Türk hükümetine göre, Aksiyon-İş ve ona bağlı sendikaların feshi, sözde terör örgütü FETÖ/PDY ile olan bağları nedeniyle oldu; bu sendikalar darbe girişiminden sorumlulardı. Hükümet, Aksiyon-İş ve ona bağlı sendikaların, Soruşturma Komisyonu’na başvuruda bulunmayarak, mevcut olan tüm yerel kanalları ve çareleri kullanmadıklarını iddia ediyor.

Ancak ILO komitesinin tespitlerine göre bu birliklerin feshi için karar verme yetkisinin parlamentoda olması gerekirken; olağanüstü hal ilan etme karar ve yetkisi Bakanlar Kurulu’na verilmiştir. Yürütme organına verilen bu yetki, parlamentonun olağan yasama prosedürleri yerine bakanlar kurulunun yasal güce sahip kararnameler çıkarmasına olanak sağladı. Sonuç olarak, yasal hakları aramak için tüm iç hukuk yolları kapanmıştır.

ILO’ya göre, FETÖ/PDY’ye bağlı sendikalara üye olmak 87 Sayılı Sözleşme’nin 2. maddesine göre tamamen yasaldır. Ayrıca ILO, bu sendikaların OHAL ilanından önce yasal olarak kurulduğunu ve faaliyet gösterdiğini ileri sürmüştür. Bu nedenle, bir terör örgütüyle bağlantılı olduklarına dair kanıt, belirli bir eylem veya hatta bir terör örgütüyle olası bağlantıları olabileceği bilgisi olmaksızın, işçileri yalnızca bir sendikaya üye oldukları için cezalandırmak yasalara aykırıdır. Aksiyon-İş’e göre bu ihraçların tümü, herhangi bir soruşturma yapılmadan ve usulüne uygun olmadan gerçekleşmiştir. Aksiyon-İş ayrıca, tutukluların hiçbirinin ihraç kararına tarafsız bir mercide itiraz etmelerine izin verilmediğini ve bunun Sözleşme’nin 8. maddesini ihlal ettiğini iddia ediyor.

Birleşmiş Milletler Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) Yürütme Kurulu, 24 Mart 2021 tarihli GB.341/INS/13/5/ sayılı kararıyla, Türkiye’de Kanun Hükmünde Kararnameler kapsamında yapılan işten çıkarmaların ve kurumların kapatılmasının hukuka aykırı olduğuna; 158 ve 87 Sayılı Uluslararası Sözleşmelerin yasadışı olduğu sonucuna varmıştır.

Erdoğan’ın AKP hükümetinden bu hukuksuzluğu düzeltmesi istenmiştir. AKP hükümeti kararın üzerinden 10 ayı aşkın süre geçmesine rağmen üzerine düşeni yapmamış ve taleplere ilgi göstermemiştir. ILO, denetimsiz bırakılırsa kararın Türk Hükümeti tarafından uygulanmama olasılığını göz önünde bulundurarak, kararın uygulanmasını denetlemeli ve AKP hükümeti üzerinde baskı uygulamalıdır.

ILO Yürütme Kurulu tarafından alınan kararın yerine getirilmesi hem Uluslararası Hukuk hem de Türk Hukuku açısından zorunludur. Aşağıdaki dilekçe, adaletsizliği düzeltmek için derinlemesine bir eylem planı sunmaktadır.

Dilekçede, ILO’nun kararını onaylaması ve Yönetim Kurulu kararının uygulanması yönünde hareket etmesi isteniyor.

Lütfen kısa bir vaktinizi ayırıp dilekçeyi okuyun ve kararın uygulanması için dilekçeyi imzalayarak desteğinizi gösterin. Dilekçeyi imzalayarak ILO ve AKP yetkililerinin harekete geçmesine yardımcı olabilirsiniz.

 

Beyza Nur Dağ tarafından şuradan çevrildi: [The decision of the International Labor Organization (ILO) following the failed 2016 coup in Turkey]

 

Kaynaklar;

  1. Michael Rubin, (2017), ‘Did Erdogan stage the coup?’,  AEIdeas
  2. David Lepeska, (2020), The ‘gift from god’ that crushed Turkish democracy, Retrieved from http://ahval.co/en-84353