Anayasa Mahkemesi (AYM) 15 Temmuz’dan sonra vermiş olduğu birçok kararıyla şu anda Türkiye’de oluşan kaosun mimarlarından biri oldu. Türkiye’nin AİHM’de aleyhine en çok dava açılan ülke olmasının sebeplerinden biri de AYM’nin görevini evrensel hukuki ilkelere göre yerine getirmiyor olmasıdır. İktidarın yapmış olduğu hukuksuzlukları meşrulaştırma görevini üstlenen AYM 6 Nisan 2022 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlanan kararı ile herkesi şaşırtarak on binlerce öğretmen için meslek yolunun ve tazminat ödenmesinin kapısını açtı.
667 sayılı KHK ile binlerce özel eğitim kurumu kapatıldı. Bunun üzerinde Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından bu kurumlarda çalışan tüm öğretmen ve yöneticilerin MEBBİS (MEB Online Portalı) kaydına “Cezası 667 sayılı KHK ile kurumu kapatıldı ve … sayılı yazı” şeklinde şerh düşüldü. MEB öğretmenlerin ömür boyu meslekten men edilmelerine sebep olan bu işlemin dayanağı olarak 21.07.2022 tarihli 7783529 sayılı Genelge’yi gösterdi. İşte tam bu sebeple iktidarın yaptığı hukuksuzlukları meşrulaştırma görevi üstlenen AYM’nin bile görmezden gelemediği bir hukuka aykırılık ortaya çıktı. Temel hak ve Hürriyetler Anayasa’nın 13. maddesine göre belli koşulların varlığı halinde ancak KANUNLA sınırlanabilir. MEB 667 sayılı KHK ve 5580 sayılı kanunda KHK ile kapatılan özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin bir daha herhangi bir özel eğitim kurumunda öğretmen olarak çalışamayacaklarına dair düzenleme olmamasına rağmen asıl amacı kayyım atanan özel eğitim kurumlarındaki öğretmen ve yöneticilerin çalışma izninin iptal edilmesi olan bir GENELGE ’ye dayanarak idari işlem tesis etmesi açıkça anayasaya aykırı olmuştur. AYM de anılan kararında MEB tarafından yapılan müdahalenin kanunilik şartının yokluğu sebebiyle özel hayata saygı hakkını ihlal ettiğini tespit etmiş ve başvurucuya 20.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir.
AYM tarafından verilen ihlal kararı KHK ile kapatılan özel eğitim kurumlarında çalışmış olan ve sadece bu sebeple mesleğini yapması engellenen tüm öğretmenler için emsal teşkil eder. Yani bu karar sayesinde bu okullarda çalışmış olan tüm öğretmenlerin 5580 sayılı yasada yazılı öğretmen veya yönetici olmak için gereken şartları taşıyor olmaları halinde mesleklerini yapabilmelerinin önünde herhangi bir engel kalmamıştır. Ancak bu karar bireysel bir başvuru sebebiyle verilmiş olmasından dolayı otomatikman herkese uygulanamaz. Bu durumda olan herkesin kendisiyle ilgili olarak MEBBİS’te bulunan şerhin silinmesi amacıyla Valiliklere başvurması gerekir. Bir ihtimal belki MEB tarafından AYM kararından sonra MEBBİS’te bulunan şerh kendiliğinden da kaldırılabilir. Bu durumda yine de mağdurların maddi ve manevi tazminat alma hakları bulunmaktadır.
AYM kararında hakkı ihlal edilen başvurucu aslında 2020 yılında öğretmenlik mesleğine geri dönmüş ve böylece yaşamış olduğu mağduriyet MEB tarafından giderilmiştir. Buna rağmen AYM çalışamamış olduğu 4 yıllık süreyi gerekçe göstererek bu sürede yaşamış olduğu acıların tatmini amacıyla 20.000,00 TL manevi tazminat ödenmesini kararlaştırmıştır. Ayrıca bu sürede varsa doğmuş olan maddi zarar ile ilgili olarak ta tam yargı davası yolunun açık olduğunu belirtmiştir.
Mağdur öğretmenlerin MEBBİS kaydında halen şerh bulunması sebebiyle idari başvuru yapmak için herhangi bir süre sıkıntısı bulunmamaktadır. Başvuru yapma imkânı olan öğretmenlerin haklarındaki şerhin kaldırılması amacıyla Valiliklere başvuru yapmaları gerekiyor. Bu şerh kaldırıldıktan sonra herhangi bir özel eğitim kurumu ile anlaşabilirler veya kendileri de özel bir eğitim kurumu kurabilirler. Bununla birlikte anılan şerh kaldırıldıktan sonra mağdurların bu şerh sebebiyle uğramış oldukları maddi ve manevi zararın tazmini amacıyla İdare mahkemelerinde tam yargı davası açmaları gerekmektedir. Bu durumda olan tüm mağdurların özel hayata saygı haklarına hukuka aykırı bir şekilde MEB tarafından Genelge ile müdahale edildiğinden dolayı herkese manevi tazminat ödenmesi gerekmektedir. Maddi tazminat yönünden ise durum kişide kişiye değişebilir. Maddi zararın oluştuğunun ve miktarının ispatlanması gerekmektedir.
Bu konu ile ilgili dava açmış olan kişiler ise hemen bu kararı yargılama hangi aşamada olursa olsun (İdare Mahkemesi, Bölge İdare Mahkemesi veya AYM) mahkemeye sunmalıdırlar. Dava açmış olanlar çok büyük ihtimal ile sadece işlemin iptalini talep ettiklerinden mahkemeden olumlu karar almaları halinde maddi ve manevi zararlarının tazmini için de tam yargı davası açmaları gerekmektedir. Eğer bu konuda açılan dava ret edilmiş ve kesinleşmiş ise yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmak gerekir. Yukarıda belirtildiği üzere MEB kendiliğinden de bu şerhi kaldırabilir. Böyle bir durumda yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmakta hukuki yarar bulunmamaktadır. Bunun yerine maddi ve manevi zararların tazmini amacıyla tam yargı davası açılmalıdır.
AYM önündeki davada açıkça hukuka aykırılık bulunmasına rağmen 4 yıl sonra karar verdi. Bu süre zarfında birçok eğitimci sadece anayasal haklarını kullandıkları gerekçesiyle tutuklandı ve uzun süreli hapis cezalarına çarptırıldı. Bu durumda olan öğretmenler haklarındaki şerh MEBBIS üzerinde kaldırılsa bile öğretmen olarak çalışamayacaklardır. Ancak bu durumda olan öğretmenlerin dahi müdahalenin olduğu 2016 yılından cezalarının kesinleştiği tarihe kadar geçen sürede maddi ve manevi zarara uğradıklarında şüphe yoktur. Dolayısıyla bu durumda olan kişiler de tam yargı davası açabilirler.
Türkiye her geçen gün hukuk devleti olmaktan uzaklaşsa da mağdurların hukuki mücadeleyi asla bırakmamaları gerekiyor. Bu karar böyle bir mücadele neticesinde alınmış ve binlerce öğretmene meslek yolunu açmıştır. Ümitsizliğe düşmeden sonuna kadar hukuki mücadeleye devam edilmelidir.
Av. Mehmet Reşat Bozkurt
No comment yet, add your voice below!