TÜRKİYE’DE Gülen Hareketine yönelik hukuksuz muameleler hız kesmiyor. İşkencenin son adresi Uşak. Hedefteki isimler kadın üniversite öğrencileri.
31 Ağustos günü Uşak ili merkezli 12 şehirde ”Terör Örgütü Kadın Yapılanması” suçlamasıyla 30 adrese polis tarafından operasyon düzenlendi. Birçoğu Üniversite öğrencisi olan 26 kişi gözaltına alındı. Gözaltı ve polis sorgusu işlemleri sırasında işkence ve kötü muamele iddiaları Hareket’e yönelik soruşturmaların pek çoğunda olduğu gibi tekrar gündeme geldi. Sanıklara yönelik rutin dışı uygulamalar, avukatlarıyla görüştürülmeme gibi savunma haklarına yapılan müdahaleler tepkiye yol açtı. Savcılığın talebiyle 4 Ağustos’a kadar an gözaltı sürecinin ardından mahkemeye sevk edilen sanıkların 22’si, mahkemeye çıkarıldıktan sonra, haklarında yurtdışına çıkma yasağı konularak adli kontrolle serbest bırakıldı. Yaşadıklarını çeşitli kanallarla anlatan sanıklar, aileleri ve Meclis insan Hakları Komisyonu üyesi Prof. Ömer Faruk Gergerlioğlu, yaşanan skandalları gözler önüne serdi.
SAVUNMA HAKKINA MÜDAHALE
Bold Medya’ya konuşan kız öğrencilerden birinin verdiği bilgiye göre ilk gün gözaltı işlemleri sürüyor diye öğrencileri avukatlarıyla görüştürmediler. Ertesi gün savcının talimatı var görüşemezsiniz denildiği ve böylece şüphelilerin 3 gün boyunca en temel savunma haklarından biri olan, avukatlarıyla görüşme haklarına müdahale edildiği, ortaya çıktı. Bu duruma tepki olarak İnsan Hakları Aktivisti Prof. Ö.F. Gergerlioğlu; “Gözaltına alınan kişilerin 3 gündür avukatlarıyla görüştürülmediğini haber aldım. Özgürlüğün her türünü gasp ettiler, şimdi de savunma hakkı gaspı mı?” diye sordu.
3 günün ardından müvekkilleriyle görüşen avukatlar, avukat görüşme odasında kamera bulundurulmasının da ayrı bir sıkandan olduğunu belirtti. Ayrıca barodan atana avukatların müvekkillere itirafçı olmaları yönünde baskılarda bulunması ise ayrıca teki çekti.
Son Dönemde Savunma Üzerinde Artan Baskılar
Hatırlanacağı üzere, son Adli Yıl açılışında Erdoğan yaptığı konuşmada Gülen Hareketi’ne yönelik soruşturmalarda görev alan avukatları hedef almış ve ardından ülke genelinde bu davalarda görev alan avukatlara yönelik operasyonlar gerçekleşmiş ve 50!den fazla avukat ile ilgili gözaltı ve tutuklamalar yaşanmıştı. Tüm bu yaşananların ardından, Gülen Hareketi sanıklarının savunma haklarına yönelik hukuksuz müdahaleler tepkilere neden oldu.
Ön Görüşme Adı Altında Psikolojik Baskı
Gözaltındaki öğrencilere öngörüşüme adı altında farklı bir muamele yapılarak savcılık ve polis ifadelerinin dışında psikolojik baskı oluşturmak ve atılan suçlamaları kabul ettirmek adına ayrıca bir görüşmeye alındıkları ortaya çıktı. Bu durum Bir dönemde bazı üniversitelerde kurulan ‘İkna Odaları’nı akıllara getirdi. Edinilen bilgiye göre bu kanunsuz uygulamada gözaltındaki kişilere çeşitli sorular sorularak kendilerine yöneltilen suçlamaları kabul etmeye zorlandıkları belirtildi.
İŞKEBCE VE KÖTÜ MUAMELE
Gözaltına alınan öğrencilerle ilgili işkence ve kötü muamele iddiaları gözaltına alınan öğrencilerden bazılarının ifadeleriyle ortaya çıktı. Kronos Haber, Bold Medya başta olmak üzere İnternet medyasına ve TBMM İnsan hakları İnceleme komisyonu üyesi Prof. Gergerlioğlu başta olmak üzere insan hakları savunucularına verdikleri bilgiler doğrultusunda iddiaların ayrıntıları kamuoyu ile paylaşıldı.
Sorgulama Esnasındaki Psikolojik Baskı
26 kız öğrencinin 3 gün boyunca gözaltında kaldıkları esnada polis sorgusuna alındıkları ve bu polis sorgusu esnasında bir kız öğrencinin üç kez bayıldığı öğrenildi. Her defasında dışarı çıkarılıp hava aldırıldıktan sonra tekrar sorgulamaya devam edildiği öğrenildi. Kız öğrencinin annesi, “ 8 saat içinde 3 kere sorguya aldılar. Dinlenmesine izin vermediler.” ifadelerini kullandı.
Onur Kırıcı Arama Yöntemleri
HDP’li vekil Ömer Faruk Gergerlioğlu, yaptığı paylaşımda “Uşak’tan korkunç haberler aldık. 30’a yakın çoğu üniversite öğrencisi genç hanıma Uşak Emniyeti’nde çıplak arama yapılmış! Yani üst iç çamaşırlarının içi ve alt çamaşırları dizine kadar indirilerek otur-kalk yapılarak çıplak arama yapılmış! Bunu utanarak anlatıyorlar! Ama yapanlar bunu yapmaktan utanmamışlar. Kimsenin yanına da kar kalmayacak bunlar. Bugün bunların üstü örtülebilir. Ama yarın bu yaptığınız işkencelerden hesap vereceksiniz” ifadelerini kullandı. Gergerlioğlu, Uşak Emniyet Müdürlüğü ile ilgili soru önergesinde, “Bu çıplak aramayı hangi cüretle yaptınız?” diye sordu.
Baro Avukatlarından Gelen Psikolojik Baskı
B.A.’nın babası da kamudan ihraç edilmiş bir KHK’lı. Memurken şimdi geçimini yevmiyeli işçi olarak çalışarak sağladığını belirten baba F.A., Uşak Barosu tarafından atanan avukatların bazılarının öğrencileri ‘itirafçı’ olmaya zorladıklarını Kronos’a anlattı. “İtirafçı ol örgüt üyeliğinden kurtulursun. Yoksa en az 6 yıl 3 ay ceza alırsın” diyerek bazı baro avukatlarının ve birkaç diğer avukatın öğrencileri polisle işbirliği yapmaya zorladıklarını kaydeden F.A., “Psikolojik olarak baskı yaptılar. Bir başka kızı, yeni ölmüş babası, annesine ‘kızına söyle buradan kurtaracağım, bize yardımcı olsun, bildiklerini anlatsın’ diyor bir baro avukatı. Bunu aileler kendi arasında konuşurken öğrendik. Atanan avukatların itirafçı olun kurtulun anlayışı vardı. ‘Kızınız bir şey anlatmıyor, konuşmazsa işi zor’ diye anlatıyordu” diye konuştu.
MEDYA ETİĞİNE AYKIRI HABERLER
Tamamen devlet kontrolünde olan ve hükümetin propaganda aracı olmakla suçlanan Anadolu Ajansı, olayı haberleştirirken henüz yargılama bile yapılmamışken atılı suçlamalarla birlikte yapmış olduğu Öğrencilerin kimliklerini teşhir içerikli yayınlar çeşitli kesimler tarafından tepki ile karşılandı.
YÖNELTİLEN SUÇLAMALAR
Öğrencilerden birinin ailesinin kiralayıp çocuklarının kalması için tuttuğu bir evin ‘cemaat evi’ gerekçesiyle polis tarafından takibe alındığı, takipteki bir kadının binaya giriş çıkışı nedeniyle ev ve öğrencilerle irtibatı olanların gözaltına alındığı öğrenildi.
Öğrencilerden birisi olan B.A. nın anlattıklarına göre; niçin yurtta değil de evde kaldığı, masraflarının kimler tarafından karşılandığı, hangi dershaneye gittiği hangi okullarda eğitim aldığı gibi sorular sorulduğu ortaya çıktı. Kaldığı evi kendi ailesini kiralamış olmasına rağmen, örgüt evi olduğu konusunda gereksiz ısrarlarda bulunulması dikkat çekti.
Suçun Şahsiliği ilkesinin İhlali
Babası KHK ile görevinden uzaklaştırılan bir devlet görevlisi olan B.A.nın babasının yargılandığı davadan takipsizlik almış olmasına rağmen görevine iade edilmeyen eski bir kamu görevlisi olmasının, kendisini potansiyel şüpheli durumuna düşürdüğünü ifade etti,
Suçun Kanuniliği ilkelerinin İhlali
Gözaltına alınan ve ardından tutuklana 5 kişiden birisi olan bir bayanın, hapishanedeki arkadaşlarının aileleriyle görüşmesi ve hapishanedeki arkadaşlarına mektup yazması, ”Örgütsel isteklendirme sağlamak” suçlamasıyla tutuklanmasına delil sayıldı. Diğer sanıklara yöneltilen suçlamalarda ise Devlet Okulu yerine Özel okula gitmek, dershanelere kayıt yaptırmak, Devlet yurdunda kalmayıp Özel evde kalmak gibi hukuken suç sayılamayacak şeylerden ‘Terör örgütü üyeliği’ suçlamasına delil oluşturulmak istendiği ortaya çıktı.
Abdullatif Batman
10.02.2020
No comment yet, add your voice below!