TÜRKİYE’NİN EN SESSİZ DÜNYA ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ

Dünyanın birçok ülkesinde bugün, ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’ nedeniyle çeşitli etkinlik ve sempozyumlar yapıldı. İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’ çerçevesinde Türkiye’de Cezaevinde büyüyen çocuklara yönelik rapor yayınladı.

Yayınlanan rapora göre Türkiye’de cezaevinde 803 çocuk cezaevinde annesi ile birlikte kalıyor. Türkiye, bu sayıyla cezaevinde annesiyle beraber kalan mahkum çocuklar sıralamasında dünyada ilk sırada yer alıyor. Avrupa Konseyi Ceza İstatistiklerine göre Türkiye’den sonra cezaevinde annesiyle kalan çocuklar sıralamasında Rusya ve Gürcistan var. Türkiye, Avrupa Konseyi Ceza İstatistiklerine göre aynı zamanda cezaevinde en fazla yoğunluk yaşayan ülke konumunda.  Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi dikkate alınarak hazırlanan raporda;

  • 0-6 yaş grubu çocukların gelişimi ve ihtiyaçları
  • Uluslararası Sözleşmeler ve mevzuat ışığında cezaevinde büyüyen çocuklar
  • Türkiye Cumhuriyeti Kanunları ışığında cezaevinde büyüyen çocuklar
  • Mevzuatın Uygulanması ve Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesindeki Hakların Temini
  • Cezaevinde tutuklu/hükümlü bulunan kadınların ve çocuklarının yaşadığı hak ihlalleri gibi maddeler ana temayı oluşturdu.

MAZLUMDER yayınladığı raporun içeriğinde;

İnsan Hakları, Uluslararası Sözleşmeler ve Mevzuatlar, Türkiye Cumhuriyeti Kanunları, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları çerçevesinde Türkiye’de cezaevinde anneleri ile kalan çocukların haksız ve hukuksuz bir şekilde tutulduğunu kanun ve maddelerle ortaya koydu.

T.C ANAYASA KANUNLARI

  • Çocuklu kadınlara kanunen tanınan imtiyazlar;
  • 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (5275 sayılı Kanun) 16. Maddesinin 4. Fıkrasına göre: “Hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılır. Çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa, doğumdan itibaren iki ay geçince ceza infaz olunur.”
  • Tutuklu ya da Hükümlünün Cezaevinde Çocuğu ile Kalabilmesine İlişkin Kanuni Düzenlemeler;
  • 5275 sayılı Kanun’un “Hükümlünün bakıma muhtaç çocuklarının barındırılması” başlıklı 65. Maddesinde; (1) “Anaları hükümlü olup da dışarıda korumasına bırakılacak kimsesi bulunmayan sıfıraltı yaş grubundaki çocuklar, analarının yanında kalabilirler. Bu çocuklar gündüzleri ceza infaz kurumu bünyesindeki veya Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu veya diğer kurum ve kuruluşlara ait kreş ve gündüz bakımevlerinde barındırılırlar. (2) Analarının yanında kalan çocuklara, yaş ve durumlarına ve ihtiyaçlarına göre yiyecek ve içecek verilir. (3) Üç yaşını doldurmuş çocuklar, hâkim kararıyla çocuk yuvalarına veya yetiştirme yurtlarına yerleştirilebilirler. Bu çocukların belirlenecek bir program ve usule göre zaman zaman analarıyla temasları sağlanır.

Mevzuatın uygulanması ve birleşmiş milletler çocuk hakları sözleşmesindeki hakların temini dört ana başlık altında toplandı. Bunlar:

  • Hayatta kalma hakkı
  • Gelişme hakkı
  • Korunma hakkı
  • Katılım hakkı

Tutuklu ya da Hükümlünün Cezaevinde Çocuğu ile Kalabilmesine İlişkin Kanuni Düzenlemeler ise şöyledir:

Tutuklu ya da Hükümlünün Cezaevinde Çocuğu ile Kalabilmesine İlişkin Kanuni Düzenlemeler 5275 sayılı Kanun’un “Hükümlünün bakıma muhtaç çocuklarının barındırılması” başlıklı 65. Maddesinde;

(1) “Anaları hükümlü olup da dışarıda korumasına bırakılacak kimsesi bulunmayan sıfıraltı yaş grubundaki çocuklar, analarının yanında kalabilirler. Bu çocuklar gündüzleri ceza infaz kurumu bünyesindeki veya Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu veya diğer kurum ve kuruluşlara ait kreş ve gündüz bakımevlerinde barındırılırlar.

(2) Analarının yanında kalan çocuklara, yaş ve durumlarına ve ihtiyaçlarına göre yiyecek ve içecek verilir.

(3) Üç yaşını doldurmuş çocuklar, hâkim kararıyla çocuk yuvalarına veya yetiştirme yurtlarına yerleştirilebilirler. Bu çocukların belirlenecek bir program ve usule göre zaman zaman analarıyla temasları sağlanır hükmü yer almaktadır. Madde içeriğine bakıldığında düzenlemenin oldukça yüzeysel ve yoruma açık olduğu anlaşılmaktadır. Maddenin gerekçesi ise şu şekildedir; “Madde iki esası saptamaktadır; anne bakımına muhtaç olan sıfır – altı yaş grubundaki çocukların gereksinimlerini karşılamak ve ceza infaz kurumlarına alınan çocukların beden ve ruh sağlığı açısından örselenmelerini önlemek; bu nedenle, hükümlü çocuklarının gelişimlerini sağlayacak çevre, eğitim ve etkileşim olanaklarına kavuşturulması için önce çocuğun dışarıda korumasını sağlayabilecek anası dışında bir kimsesi olup olmadığı araştırılacaktır; varsa ve ehliyetli ve istekli ise çocuk ona bırakılacaktır. Böyle bir kimsesi yoksa veya ehil yahut istekli değilse yahut emzirilme olanağı varsa çocuk anası yanında bırakılabilecektir. Ancak gündüzleri, çocuğun infaz kurumu bünyesindeki kreşlerde veya gündüz bakımevlerine gönderilmeleri, geceleri ise annelerinin yanında kalmaları temin edilecektir. Analarının yanında kalan çocukların, kötü beslenmeye bağlı olarak fizik gelişim geriliği göstermelerini önleyebilmek amacıyla, ikinci fıkrada bu çocukların beslenmesine ilişkin hükümler konulmuştur. Maddenin üçüncü fıkrasında, ceza infaz kurumunda bulunan üç yaşını doldurmuş çocukların, hâkim kararı ile çocuk yuvalarına veya yetiştirme yurtlarına yerleştirilmeleri öngörülmüştür. Ancak bu çocukların anaları ile temasları koparılmayacak ve temasların zaman zaman bir program çerçevesinde sürdürülmesini sağlayacak usul ve programlar geliştirilecektir

YAŞANAN HAK İHLALLERİ

  • S.P: 2 senedir tutuklu olduğunu, 2 kişi ile birlikte hücrede kaldığını, infaz koruma memurlarının zaman zaman kötü söz ve muamelelerine maruz kaldığını, çocuklarının Çocuk Esirgeme Kurumunda olduğunu ve 2 yıldır telefonla dahi görüştürülmediğini ifade etti.
  • H.Y: 2 senedir tutuklu bulunduğunu, çocuğunu yalnızca 1,5 ay yanında tutabildiğini, 6 yaşına girer girmez ailesine teslim etmek zorunda kaldığını, Çölyak hastası olmasına rağmen sağlığına uygun yiyeceklerin kendisine verilmediği yönünde ifadelerde bulundu.
  • S.D: 15 aydır tutuklu bulunduğunu, 4,5 ve 2,5 yaşında iki çocuğu ile hücrede kaldığını, infaz koruma memurlarının kötü söz ve muamelesine, çocuklarını yurda gönderme tehditlerine maruz kaldığını; cezaevine ilk geldiği günlerde küçük çocuğuna mama yapabilmek için sıcak su istediğini, ancak vermediklerini; günlük 1 saat olan bahçe izinlerine soğuk havalarda çocukların hasta olmasına rağmen zorla çıkarıldıklarını, çıkarıldıklarında çocukların tuvaleti geldiğinde süre bitmeden içeri almadıklarını; 4,5 yaşındaki oğlunun kreşe gittiğini, 2,5 yaşındaki çocuğunun ise kreşe gitmeyip yalnızca haftada 1 saat oyun odasına gidebildiğini ifade etti.
  • S.Ö: 4,5 aydır terör örgütü üyeliği isnadıyla tutuklu bulunduğunu, 2 yaşındaki kızı ile birlikte hücrede kaldığını, cezaevinde verilen mamanın tek marka olduğunu, çocuğunun bu mamayı yemediğini başka markaların kantine getirilmesini ve ücret karşılığında almak istediklerini cezaevi yönetimine söylediğini, yazılı dilekçe ile de başvurduğunu ancak 2 ay sonra kantine farklı markaların mamalarının geldiğini, bu süreçte ve devamında su ısıtıcısında pirinç unu ile mama yapmaya çalıştığını, topaklı ve yanık olduğu halde çocuğu aç kalmasın diye yedirmeye çalıştığını, çocuğunun ek gıda olarak yemeklerden de yemesi gerekirken cezaevi yemeğini yemediğini, diğer suçlardan tutuklu olanlara haftada bir küçük kavanoz mama verilirken kendisine ayda bir verildiğini, şikayet ettikten sonra ayda dört tane verildiğini ancak bunun da bazen sekteye uğradığını belirtmiştir. S.Ö devamında, cezaevine kesinlikle oyuncak alınmadığını, önceden Lego oyuncaklara izin verdiklerini duyduğunu ancak şu anda hiçbir oyuncağın verilmediğini, kızının elinden düşürmediği bez bebeği ise 2016 yılından beri tutuklu olan bir kadının verdiğini, kızının kreşe haftada 1 gün gittiğini, oradaki oyunların kızının yaşına uygun olmadığını bundan dolayı oynayamadığını, oyun odasına hiç gitmediğini, arada bir spor salonuna gittiklerini orada da kendilerine göre aletlerin olmadığını ifade etmiştir. Ayrıca yaşadığı zorlukların anlatmakla bitmeyeceğini belirten S.Ö, günlük bahçeye çıkma saatlerinin 11 veya 12’de başlamak üzere bir saat olduğunu, müdürün istediğiniz vakitte çıkabilirsin demesine rağmen gardiyanların keyfine göre çıkardıklarını ve bahçeye çıkınca çocuğun tuvaleti geldiğinde içeriye almadıklarını, butona basmalarından yarım saat sonra gardiyanın geldiğini, çocuğu koridorda kedi görüp sevmek için koşmaya başlaması üzerine çocuğu gören gardiyanın bağırarak “al şu çocuğunu geri zekalı kadın, biz senin çocuğunu mu bekleyeceğiz!” şeklinde hakaret ettiğini, çocuğunun parmağını demir kapıya sıkıştırmasına rağmen ancak 15 gün sonra cezaevi doktoruna götürüldüğünü, tedavisinin yapılmadığını ifade etti.

B.A.Alabaş

Kapak resmi Mazlumder’ín Cezaevinde Büyüyen Çocuklar Raporundan alinmistir

 

No comment yet, add your voice below!


Add a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *